yanlış algılardan bir diğeri de: insanların sevdiği şeyi incitmesi, kırmasıdır. çok yanlış! tam tersine sewdiğimiz şeyler bizi incitir. daha dolambaçlı bir ifadeyle: insan, kendini sevdiğinden emin olduğu şeyi çok da düşünmeden kırar.
işe ailelerden başlayalım: hepimiz aile içinde tüm bireylere en kırıcı sözleri çoğu zaman kafamızda tartmadan, üzer miyim kırar mıyım diye düşünmeden savuruveriyoruz. aynı muameleyi de görüyoruz:) ama genellikle atlatılıyor çünkü orada bir sonsuz tolerans katsayısı olduğunu biliyoruz. unutuluyor ya da unutulmuyor ama geçiyor... ilginçtir ki sewgiden eksilen bir şey olmuyor.
ikili ilişkilerde ve arkadaşlıklarda da bu durum böyle. eğer çok eminsek karşıda bize duyulan sewginin derinliğinden yine aynı wurdumduymazlıkla düşünmeden ağır sözler sarfedebiliyoruz. karşıdaki bununla ne yapar, nasıl başa çıkar, o an için hiç düşünmüyoruz bile. ama sonrasında aileden farklı olarak biraz fedakarlık etmemiz gerekiyor.
sewgide de bir ast üst ilişkisi vardır, kim ne derse desin!
ve üstler astları incitir bu kadar nettir!!!!