welhasıl kelam sonunda yedi göller milli parkında bir ewi boş bulduk, organize olduk, gittik ama hiç hoş bulmadık!!!
bolu yu geçince bir tabela war belli belirsiz görebilirsen üzerinde "42 yedi göller"yazıyor. o tabelayı buldun mu, ordan dön, döndün mü, dönme, geri dön!!!
o noktadan sonra yol kendinden geçiyor ama başka kimse geçemiyor!!!! yine de bizim gibi dewam edenlerdenseniz merak etmeyin dersinizi alacaksınız:)))
42 den km km azalarak, yedi göller e yaklaşıyoruz, toz duman içinde, hoplaya zıplaya. ama doğayla bütünleşmek bu değil mi ya, biraz konforsuzluk, biraz sefalet şart :)))
kamyon kamyon kesilmiş ağaçlar taşınıyor bir yandan da mesai anlayışıyla!!!!
o yollardan geçerken asfalt olduğunu hayal ettim. o zaman cennete gittiğimi düşünebilirdim. o kadar güzel ki yolun iki yanı...
weeee işte milli park! milli olan herşey gibi adı kendinden daha ihtişamlı, ama gerekli özen gösterilmemiş, çewre, güzel olduğundan emin olunan doğaya emanet edilmiş, ama insanlar yine içine itinayla efenim naapmışlar diyelim??? ewet öyle yapmışlar...
ewin antiliklerini hiç anlatmayacağım. ama prizler çalışmıyordu!!! anahtarı almak için bi aşağı bi yukarı gidip gelmelerimiz de boş. her gölde yaptığımız keyifler hep fotoğraf askerleri tarafından bölündü. tripod u omzuna atan watandaş gelmiş görewini ifa edip, tetiği çekip çekip gidiyor. ya insan, madem güzelliği görüp çekmeye geldin el insaf nasıl yaşamazsın??? istisnasız herkes aynı yerlerde durup aynı açılardan fotoğraflar çekip, dönüp, bir daha ardına bakmaksızın hızla uzaklaşıyor oradan.
bir tek göl kenarında kurulan çadırlar kraldı...
telefonlar da çekmiyor. bunlar sorun değil priz çalışmasın, telefon çekmesin ama kamyonlar wızır wızır neden işler, doğa turu bu kadar hafif bir aktiwite gibi neden pas geçilir edalarında yapılır???
hadi yapıldı, madem o kadar çok insan geliyor, neden yemek yiyebilecekleri doğru düzgün bir yer yapılıp, para kazanılıp, o güzelim doğa daha da güzelleştirilmez de böyle kaderine terk edilmiş bir şekilde yürütülür işler????
bundan sonra bloglarda okuduklarıma pek inanmamaya karar werdim. çünkü yedi göllerle ilgili okuduğum bloglar hep ne duruyorsun, ewler muhteşem, tesis güzel, doğa zaten eşsiz kop git diyordu. koptuk ama inceldiğimiz yerden!
yazayım da bari dedim düşünen warsa, bunları da göz önünde bulundursun:
kesinlikle tatil zamanı gidilmemeli, hafta içi gidilip doğayla başbaşa kalınabilecek eşsiz ama insanlar tarafından rahatsız edilmiş, mutsuz bir doğa yedi göller...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder